Anayasasında Kur'an olmayan ülke haraptır.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ezberinde Kur'an'dan bir miktar dahi olmayan kişi harabe ev gibidir"

Kur'an'dan nasibi olmayan kişi viranedir, yıkıktır, sahipsizdir.

Harabe evin talibi olmaz, seveni olmaz, o evde yaşamak isteyen olmaz. O ev baykuşların, berduşların, haşerelerin yuvasıdır.

Kalbinde Kur'an'dan bir miktar olmayan kişi de başkasına nispeten yalnızdır, harabedir, dostu yoktur, gönül ahbabı yoktur, her an yıkılabilir, depresyona girebilir, ipsiz sapsızlara ev sahibi olabilir, kirli düşüncelerin yuvası olabilir.

Kalbinde Kur'an'dan bir miktar olmayan kişi ümitsizdir, geleni gideni yoktur. Geleni olsa da geceleyin yatıya kalan misafiri yoktur. Zira bu ev her an yıkılabilir.

Kur'an'sız bu kişi de heran gönül kırabilir, arkadaşını üzebilir, misafirini yılanlara, çıyanlara zarar verdirebilir.

Kur'an'dan nasibi olmayan kişi viranedir. Bakımsızdır, ayyaş, sokak serserilerinin, uyuşturucu müptelalılarının yuvasına dönmüştür.

Harabe evi almak isteyen olmaz. Alan kişi bu harabenin son sahibidir.

Kur'an bir gönüle girdiği zaman hemen restorasyon işleri yapar. Kirli duvarları siler, yeniden boyar. Eski çatıları onarır. Kapıları sağlamlaştırır.

Kur'an, bir gönle girdiği zaman o gönülden depresyon kaybolur.

Bir ülkenin de kalbinde, anayasında Kur'an olmadığı zaman o hukuk sistemi çöker, harabe olur, her gelen o harabeyi daha da harabe haline getirir.

O harabe ülkenin insanları da başıboş ve korunmasız olur.

Harabe bir evde yaşayan ile harabe bir ülkede yaşayan aynıdır.

Aynı tehkilere açıktır.

Murat Padak