Bugun...



Suriyelilere Karşı Kışkırtmalar Türkiye'nin Çıkarlarına Uyar mı?

Samir Seifan kaleminden: on günlerde, Türkiye’deki Suriyelilere karşı Türk muhalefet partilerinin de yürüttüğü kampanya hızla aratarak, asılsız söylentiler, haberler ve videoları yayınlamak, olayları abartmak ve bir Suriyelinin yaptığı hatayı bireysel bir davranış olarak algılamak yerine, Suriyelilerin hatası olarak görmek kadar ileriye gitmiştir.

facebook-paylas
Güncelleme: 31-08-2021 11:05:16 Tarih: 31-08-2021 10:45

Suriyelilere Karşı Kışkırtmalar Türkiye'nin Çıkarlarına Uyar mı?

Uzun zaman önce başlatılan kampanya, son zamanlarda Suriyelilere yönelik ırkçı ve nefret söylemlerinin ortaya çıkmasına ve Suriyelilerin saldırılara maruz kalmasına yol açmıştır. Bu saldırıların en sonu, aşırılık yanlısı bir grubun Ankara’da Suriyelilerin iş yerlerine ve evlerine de saldırmasıyla gerçekleşmiştir. Bu durum, Avrupa, İslam ve Arap ülkelerinin halkı nezdinde Türkiye’nin itibarının zedelenmesine neden olur, dünya ve bölge halkına açıklığıyla bilinen Türkiye’nin çıkarlarına ters düşmektedir.

Muhalefet partileri, Suriye güvenli hale geldiğini ve rejimin mültecilerin dönüşü için Rusya ile iki konferans düzenlediğini öne sürerek Suriyelilerin geri dönmesi için çağrıda bulunmuştur. Muhalefet partilerinin kışkırtmaları, Suriyelilerin varlığına karşı değil, iktidar partisini hedef almak amacıyla olduğunu düşünüyoruz. Zira muhalefet, iktidarla çekişme çerçevesinde Suriyelileri AK Partinin kendi denetim ve yönetimi altında olarak öne çıkarmakta ve AK Partiyi yenmek için onları hedef almaktadır.

Siyasi açıdan AK Partiyi destekleyen Suriyeliler gibi, muhalefet partilerini destekleyen Suriyeliler de vardır. Ancak Suriyelilerin çoğu, Suriyelilere destek veren, barınma ve çalışma imkânı sunan Türk hükümetine ve halkını yöneten olması itibariyle AK Partiye şükranlarını sunmaktadır. Devletin başında farklı bir parti olsaydı, Aynı durum o parti için de geçerli olacaktı. Fakat Suriyeliler her şeyden önce, bu varlığın yükünü taşıyan Türk halkına minnettardılar.

Suriyelilerin büyük çoğunluğu siyasetle ilgilenmediğini, Türk veya yabancı olan herhangi bir siyasi partiye üye olmadıklarını, yeterince çeşitli kaygıları olduğunu ve Türkiye’deki partilerin rekabeti onları ilgilendirmediğini vurgulamak gerekir. Ayrıca, çalışma, barınma ve yaşam koşulları onları teşvik etmediğinden dolayı, birçok Suriyelinin dileği, güvenli ve onurlu bir şekilde evine, parkına ve toplumuna geri dönmektir. Zira Türkiye’de mültecilik hakkına sahip değiller ve yüzde 92’si çalışma izni olmadan işgücü piyasasında adaletsizliğe maruz kalarak işçi haklarından yoksun bir şekilde çalışmaktadır. Yüzde 75’i ise asgari ücreti altında ve yüzde 92’si haftada 45 saatten fazla mesai yapmaktadır.

Suriye’nin mevcut durumu, Suriyeli mültecilerin geri dönmesine müsaade etmemektedir. Nedeni ise, Temel yaşam ihtiyaçlarının olmamasının yanı sıra, Beşar Esad rejimi iki düşünceye dayanarak mültecilerin hiçbir şekilde geri dönmelerini istememektedir.

Birincisi, ekonomik ve yaşamla ilgilidir: rejim, kontrol ettiği bölgelerde 9 milyon kişiye başta ekmek olmak üzere temel ihtiyaçları sağlayamamaktadır. Ayrıca, 6 milyon mültecinin geri dönmesi halinde, bu eksiklik katlanacaktır.

İkincisi ise, İran milisleri ve Rusya’nın hava desteğiyle Suriyelilerin evlerini yıkıp Türkiye, Lübnan ve Ürdün gibi ülkelere veya Türkiye’nin kontrolü altındaki Suriye’nin kuzeybatı bölgesine (İdlib ve Halep kırsalı) göç ettiren ve yakınlarını katleden Esad rejimi, intikam korkusuyla bu insanların geri dönmesini istememektedir. 2017’de yaptığı bir açıklamada: “Suriye toplumunun yapısı daha iyi hale geldi” ifadesini kullanmıştır. Başka bir deyişle, 1 milyon Suriyelinin ölmesi, 2 milyon kişinin sakat kalması, 1 milyon evin yıkılması, 1 milyon evin zara görmesi, 7 milyon Suriyelinin yurt dışına göç etmesi ve 6 milyon yurtiçinde yerinden edilmesinin ardından toplumun yapısı daha iyi hale geldi. Esad ve rejiminin mültecileri iade etme konusundaki isteksizliğinin en çarpıcı örneği, Esad rejimine sadık olan Lübnan hükümetinin, çok zor koşullarda yaşayan 1 milyondan fazla Suriyelinin geri dönmesi yönünde rejimi ikna edememesidir. Ayrıca rejim, Suriye’ye dönmek isteyen yüzlerce kişiden oluşan bir grubu tutuklayarak, geri dönmemeleri için mültecilere mesaj göndermiştir. dahası,  dera şehrini kuşatarak, Türkiye kontrolündeki bölgeleri bombalayarak ve askeri operasyon başlatarak, yeni bir göç dalgasına ve içinde Türk askerlerin de bulunduğu can kayıplarına sebep olmaktadır.

Türkiye’deki muhalefet partilerinin göçmenlerin geri dönmeleri mümkün olduğunu ve rejimin memnuniyetle karşıladığının kanıtı olarak gösterdikleri 1. Ve 2. Mülteci Konferansı, tamamen Rus propagandasıdır.  Rusya, “mültecilerin geri dönüşü, yeniden yapılandırma konusunda rejime destek verilmesini ve rejime meşruiyet kazandırılmasını gerektirir. Çünkü mültecilerin bölgeleri büyük zara görmüştür” ifadesini kullanarak uluslararası toplumu bu konuda teşvik etmeye çalışmıştır. Ancak batılı ülkeler, kapsamlı siyasi çözüm olmadan Rusya’nın bu oyununa gelmemişler ve Suriyeli mültecilerin dönüşü, pek yakında görülmeyen siyasi çözümün gerçekleşmesine dek ertelenmiştir. Dolayısıyla muhalefet partileri, seçimleri kazansa bile Suriyelileri geri gönderme yönündeki tahditlerini, sırf bu meselenin karmaşık olduğundan değil, kendi pozisyonlarını yeniden gözden geçireceklerinden ve AK parti politikalarına karşı çıkmak yerine devlet ve toplum olarak Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda hareket edecekleri için uygulamayacaklar ve birçok pozitif yönü olan Suriyelilerin varlığının hem Türkiye hem de Suriyeliler için nasıl daha faydalı hale getirilebileceğine bakacaklardır. Ekonomik açıdan bakıldığında, Suriyelilerin yüzde 87’si genç (18-30 yaş arasında), yüzde 26’sı toplam işgücünden üniversite veya yüksekokul mezunu ve yüzde 27’si lise diplomasına sahip, Geri kalanların ise çoğu ortaokul sertifikası sahiptir ve Türkiye’ye değer katacak birçok yetenekleri bulunmaktadır. Suriyeli elitlerin, Suriye ve Suriyeli göçmen meselesinin karmaşıklığını açıklamak için Türk toplumuyla iletişim kurmada ve Türk medyası, Türk araştırma merkezleri ve muhalefet partileri de dahil olmak üzere Türkiye’deki partiler aracılığıyla Türk toplumuna hitap etmede başarısız olmuşlardır. Aynı zamanda, Suriyeli göçmenler, Türk toplumunun Türkiye’de 3,5 milyondan fazla Suriyelilerin varlığı ve özellikle İstanbul ve sınır illerinde başta olmak üzere bazı şehir ve bölgelerdeki yoğunlaşmaları konusundaki endişelerini anlamalıdır. Türkiye’deki Suriyelileri Adalet ve Kalkınma Partisi’nin denetim ve yönetimi altında olarak değerlendirip Suriyelileri düşman olarak gören muhalefet partileri de bu konuda başarısızlık göstermişlerdir. Ayrıca, nefret söyleminin yayılmasına karşı sessiz kalmak Türkiye’nin Arap, bölgesel ve küresel itibarını zedelemektedir.

Suriyelilerin hiçbir suçu yok ki Siyasî çekişmelerin bedelini ödesinler. Ayrıca,  Ankara, İstanbul, Gaziantep, Urfa, Antakya ve diğer illerde ailesiyle birlikte küçük bir evde oturan Suriyeli, zor şartlarda ve hak ettiği maaşın yarısıyla çalışmaktadır. Dolayısıyla, güvenli bir dönüşün sağlanması halinde, mutlaka vatanındaki evine, işine ve parkına dönecek ve Türk halkının ve devletinin kendisine yaptığı yardımların hatıraları, iki halk ve iki devlet arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde büyük bir rol oynayacaktır.

Kaynak:   BAĞLANTI İÇİN TIKLAYINIZ




Kaynak: https://www.harmoon.org/opinions/suriyelilere-karsi-kiskirtmalar-turkiyenin-cikarlarina-hizmet-eder-mi/

Bu haber 870 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ANALİZ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Komşunuz Suriyeli Olsaydı Nasıl Davranırdınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI