Bugun...



Turan K??lakç?/ Yol Hikayeleri

Küçük ya?lardan beri gezmeyi ve okumay? severim. Benim “Çok gezmek mi, çok okumak m?” tart??malar?na verdi?im cevap genelde “her ikisi de” olur. Bu çerçevede, insan?n bazen okuduklar?n?n sahada bir kar??l???n?n olmad??? görülürken; bazen de sahada gördüklerinin okumalarla daha da zenginle?ti?i ve anlamla?t??? mü?ahede edilir.. Onun içindir ki hem okumak hem de gezmek birbirinin tekmilesidir; yani tamamlay?c?s?d?r.

facebook-paylas
Tarih: 01-12-2020 16:47

Turan K??lakç?/ Yol Hikayeleri

Bu bir yol hikayesi… 18 ya??ndaki bir gencin hayallerinin pe?inde yapt??? seyr-ü sefer…

Küçük ya?lardan beri gezmeyi ve okumay? severim. Benim “Çok gezmek mi, çok okumak m?” tart??malar?na verdi?im cevap genelde “her ikisi de” olur. Bu çerçevede, insan?n bazen okuduklar?n?n sahada bir kar??l???n?n olmad??? görülürken; bazen de sahada gördüklerinin okumalarla daha da zenginle?ti?i ve anlamla?t??? mü?ahede edilir.. Onun içindir ki hem okumak hem de gezmek birbirinin tekmilesidir; yani tamamlay?c?s?d?r.

Ortaokul y?llar?nda daha iyi bir e?itim alabilmek için d??ar?da okuman?n önemine inanm??t?m. Çünkü farkl? co?rafyalar ve farkl? ilim adamlar? ile hemhal olman?n insana engin bir bilgi sa?lad???n? birçok dü?ünürün kitab?ndan okumu?tum. Bu sebeple, orta son s?n?fa geldi?imde ?slam dünyas?n?n ünlü üniversiteleri olan, Zeytune Üniversitesinden El Ezher’e, Pakistan ?slam Üniversi’tesinden Medine Üniversitesine mektuplar yazarak istekler yapm??, hayallerime bir ad?m daha yakla?abilmek ümidiyle giri?imlerde bulunmu?tum.

Tabi yazd???m mektuplar Türkçe oldu?u için tek cevap Pakistan’dan gelmi?ti. Cevab? yazan?n ad? Kurey?i idi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu?unu belirtiyordu. Kurey?i, e?itime te?vik eden mektubunu ?u sözlerle bitiriyordu: “Evlat liseyi bitir, buyur gel”.

 Turan Dursun’un Kulleteyn’i

 Hayallerimin ütopya olarak kalmayaca??n? ve yurtd???nda e?itim görebilme imkan?na kavu?abilece?imi tüm ruhumda hissediyordum.

Ortaokulu bitirdi?im yaz ?stanbul’a ?iir kitab?m? basmak için gelmi? ama bir vesile ile gazetecili?e ba?lam??t?m. Gazetecilik mesle?ine1990’?n yaz aylar?nda yeni belediye olan Sultanbeyli’de Milli Gazete taraf?ndan kurulmu? Sultan gazetesinde ad?m atm?? oldum. Gazetecilik beni ciddi cezbetmi?ti. Fakat gazeteci olmak için de çok okumak gerekti?ini anlam??t?m. Lise y?llar?m? ise bolca kitap okuyarak ve ayn? zamanda arkada?larla duvar dergileri-gazeteleri ç?kararak geçirmi?tim. Gençlerle ?slam dünyas?ndan haberler ve makalelerden olu?an bu duvar gazetesi payla??mlar?  bazen bizi okulda disiplin kuruluna kadar götürüyordu. Fakat o günlerin tad? dama??mda hala gitmeyen heyecan? bir ba?ka idi…

Her dü?ünceden insanlarla münazara ediyor. O gençlik y?llar?n?n verdi?i heyecanla da hemen her dü?ünceyi alt edece?imizi dü?ünüyorduk. Hat?rl?yorum da lise birinci s?n?ftayken bir gün hem siyasetçi hem de entelektüel olan day?m bana “2000’e Do?ru” dergisi okumam? önermi? ve Turan Dursun’un “Kulleteyn” adl? kitab?n? hediye etmi?ti. Eve gidip bir ç?rp?da hem kitab? hem de dergideki baz? makaleleri okumu?, ard?ndan birkaç gün sonra day?mla okuduklar?m üzerine derin tart??malar yapm??t?k. O dönemde Turan Dursun’un Müslümanlara yapt??? ele?tiriyi ?slam’a yap?lm?? bir a??r ele?tiri olarak kabul etmi? ve Dursun’u a??r bir dille ele?tirmi?tim. Fakat Kulleteyn’in bir türlü ne oldu?unu alg?layam?yordum. Birgün çok sevdi?im bir medrese hocas?na u?rayarak kendisinden bana kulleteynin ne oldu?unu anlatmas?n? istedim. Medrese hocas? bana birkaç saat boyunca Kulleteyn’in ne oldu?unu, fakihlerin bu konudaki tart??malar?n? ve görü?lerini uzun uzun analatt?ysa da; medreseden ç?k?nca hocan?n anlatt?klar? zihnimde hiçbir iz b?rakmam??t?. Çünkü hala, ?u Kulleteyn nas?l bir ?eydi? Ölçüsü neydi? Neden ulema bunun üzerinden bu kadar tart??m??t?? Neydi kulleteyni de?erli k?lan ?ey?... Bu ve benzeri sorular?n cevab?n? o günlerde zihnimde bulamasam da bunun bir hikmeti vard?r deyip konuyu kendimce kapatm??t?m.

Lise y?llar?nda her genç gibi s?k s?k ileride seçece?im mesle?i dü?ünürken birçok meslekte karar k?l?yordum. Bazen Mehmet Ali Birand’?n “32. Gün” Program?n? izliyor, uluslararas? haberlere ilgi duyuyor ve iyi bir gazeteci olmay? hedefliyordum. Bazen Muhammed ?kbal ve Mehmet Akif Ersoy okuyor onlar gibi ?air olmay? dü?ünüyordum. Bazen de “Ça?r?” filmi gibi filmlerin etkisiyle iyi bir oyuncu olmay? ye?liyordum. ?bni Haldun ve ?ah Veliyullah Dehlevi’yi de okudu?umda, onlar gibi bir ilim adam? olmak istiyordum. Hatta bir ara çok roman okudu?um için roman yazmaya giri?mi? ve Lise ikinci s?n?fta kaleme ald???m bir-iki roman?m yar?m bile kalm??t?…

Rahle’de ?lim için R?hle ?art

Lise y?llar?m büyük heyecanlarla ve h?zla geçtikten sonra. O y?l Malatya ?nönü Üniversitesine kabul edilmi?tim. Fakat akl?m hala yurtd???nda e?itim alma konusunda ?srar ediyordu. ??te o günlerde, uzun y?llar ?slam ülkelerinde ya?am?? bir hem?ehrim olan Edip abi Pakistan’dan memleketine u?ram??t?. Hafta sonu tatili için gitti?im Bingöl’de Edip abiyle kar??la?m??t?m. Benim yurtd??? hayallerimi bildi?i için “Turan sen hala burada m?s?n? Neden yurtd???na okumaya gitmiyorsun” dedi. “Abi nas?l gideyim? Yol bilmiyorum? Dil bilmiyorum?” dedim. Bana bakt?: “Turan!  eskiden ?slam alimleri 7 veya 9 ya?lar?nda ilim için seyahata ç?k?yorlard?. Uzun y?llar memleketlerine dönemiyorlard?. Sen ise 18 ya??na gelmi?sin ve hala nelerden bahsediyorsun. Onlar da ilk yola ç?kt?klar?nda dil bilmiyor ve gidecekleri yolu bilmiyorlard?. Ama falan ülkede hangi alimin ya da medresenin oldu?unu bilir, ta Granada’dan Semerkant’a kadar ya?ayacaklar? tüm zorluklara gö?üs gererek yola ç?karlard?. Unutma! Rahle’de ilim için r?hle ?artt?r” dedi.

Edip abinin bu te?viki üzerine, “Peki! Nas?l gidece?im” diye sordum. Çantas?ndan bir defter ç?kard? ve ?stanbul’dan ?slamabad’a kadar olan yol güzergah?nda hangi araçlarla  gidece?imi ve hangi yerlerde konaklayaca??m? bir bir yazd?. “Bunu al, yola ç?k ve hayallerinin pe?inden git. Hayallerinin pe?inden gitmeyenden adam olmaz” dedi. Ayr?ca otostopla dünyay? gezen bat?l?lar?n hikayelerini anlatm?? ve beni bu yolculuk konusunda daha çok te?vik etmi?ti. Yolda nelere dikkat etmem gerekti?i konusunda da uyar?lar?n? ihmal etmemi?ti. Heyecan verici bu yol haritas?ndan sonra besmeleyle hedefime kilitlenmi? ve ilk i? olarak gidip hemen pasaportumu ç?kar?vermi?tim…

?stanbul’dan Ayr?l??

Pasaportumu elime al?r almaz memleketimden ?stanbul’a do?ru yola ç?km??t?m. Bu ?stanbul’a ikinci u?ray???md?. Vakit kaybetmeden Pakistan konsoloslu?una u?ray?p vize ba?vurusunda bulunmu?tum. Vizemi beklerken çok sevdi?im ?stanbul’u birkaç gün gezebilme f?rsat? bulmu?tum. ?stanbul’da ya?ayan bir iki arkada? ile ?stanbul’u gezmeye ba?lad?k. ?lkokul 4 ve 5. s?n?flarda ?iire olan büyük ilgim edebiyat hocam sayesinde ba?lam??t?. Ahmet Hamdi Tanp?nar’dan Necip Faz?l’a, Yahya Kemal’den Naz?m Hikmet’e kadar bir çok ?airin eserlerini okumu? ve onlar?n ?iirleriyle ?stanbul’a ba?lanm??t?m. ?stanbul benden bir parça içeriyordu, sanki beni bekliyor gibi hissediyordum. Bu büyülü ?ehirde kendimi Sultan Fatih’in ordusundaki “Za?nos Pa?a” gibi hissediyordum. Eminönü, Üsküdar, Kad?köy, Beyo?lu, Eyüp, Be?ikta?’? gezmi?, sahilde güzel ?stanbul’u tema?a etmi? ve vapurla bo?az? turlam??t?k. Üç gün sonra vizemi ald?ktan sonra Topkap?’dan otobüse binip Erzurum’a do?ru yola ç?km??t?m. Bo?az köprüsü’nden geçerken beni bütün ihti?am?yla büyüleyen dünyan?n en güzel ?ehrine “yarinden zorla ayr?lan bir mecnun misali nazar eyliyordum”. Büyük bir hüzün kaplam??t? içimi.. O günlerde ?stanbul’a ünsiyetimin bu kadar kavi olu?unu bir türlü anlamland?ram?yordum. Otobüsün penceresinden “?iir ?ehir” olarak nitelendirdi?im ?stanbul’a bakarken a?z?mdan ?u cümleler dökülüyordu: “Bekle beni gö?ü ve denizi mavi ?ehir ?stanbul. Bir gün yine sana visal misali dönece?im”.

Do?ubayaz?t’tan Tahran’a

Ak?am’a do?ru ç?kt???m?z Erzurum yolculu?u ertesi gün ö?len vakti Erzurum’da noktalanm??t?. Sonraki istikametim ise Erzurum otogar?ndan Do?u Beyaz?t’a giden otobüse binip, Do?ubeyaz?t’a gitmek olmu?tu. Oradan da ?ran’?n ba?kenti Tahran’a giden otobüslerin birinde bo? bir yer bulup yollara revan olmu?tum. Dikkatimi ilk çeken ?ey, otobüsün yar?s?ndan fazlas?n?n neredeyse kad?nlarla dolu olmas?yd?. Yan?mdaki koltukta ?stanbul’da t?p fakültesinde okuyan Mürteza isimli ?ranl? bir genç ile annesi vard?. ?ran s?n?r?na vard???m?zda k?sa bir mola vermi?tik. Mola sonras? otobüse binmek için tekrar döndü?ümde birçok otobüs aras?nda bindi?im otobüsü çok aram?? fakat bulamam??t?m. Ancak koltuk arkada??m Mürteza’n?n gelip beni bulmas?yla otobüsüme ula?abilmi?tim. Fakat otobüsteki kar??la?t???m manzara nedeniyle hala üzerimdeki ?a?k?nl??? atamam??t?m. Me?er otobüsü bulamay???m?n sebebi, Do?ubayaz?t’ta otobüse bindi?imde ba?? aç?k olan kad?nlar?n s?n?r?n hemen yak?n?ndaki mola yerinde çar?afa bürünmeleriymi?. Çünkü ?ran’da çar?afl? olmayanlar içeri al?nm?yormu?. Bu beni oldukça ?a??rtm??t? ve akl?mda “Neden?” sorusunu b?rakm??t?. Otobüste Türkçe bilen Tahranl? Mürteza ve annesiyle sohbet ede ede önce Tebriz’e u?ram?? daha sonra Tahran’a varm??t?k. Tahran’a vard???m?zda Mürteza ve annesi onlarda kalmam için çok ?srar etmi?ti. Fakat ben kabul etmeyip Edip abimin bahsetti?i bir misafirhanede kalmay? seçmi?tim. Ancak ak?am yeme?i için kendilerine gitmeyi kabul etmi?tim.

Valizlerimi misafirhaneye b?rak?p, bir an önce Tahran’? gezmek için can at?yordum. Hani ?u ?slam devriminin yap?ld??? ülkenin ba?kentini.  Misafirhaneden d??ar? ç?kt?m ve taksi aramaya ba?lad?m ve beni gezdirmesi için ?ranl? bir taksi ?ofürü ile anla?t?m. Taksi ?oförü yol boyunca ?brahim Tatl?ses ve Sezen Aksu’yu çok be?endi?ini anlat?yordu. Kendisine onlar?n kasetlerinden birini vermem halinde ?ehri bedava gezdirmeyi teklif ediyordu. Fakat bende bu iki sanatç?m?z?n da kasetleri yoktu. Ahmet Kaya ve Zülfü Livaneli dinleyip dinlemedi?ini sordum. Onlar? tan?mad???n? söyledi. Ard?ndan Azeri Türkçesi ile “Seni sevdim çocuk, gel seni gezdireyim” dedi. ?brahim Tatl?ses ve Sezen Aksu sayesinde ba?ka bir ülkenin ba?kentini çok ucuz fiyata geziyordum. Taksi ?oförü Michael Jackson dinliyor ve trafik ???klar?nda yan?nda duran kad?n araba sürücülerine eliyle öpücükler gönderiyordu. Kad?nlar da ne?eli cevaplar veriyor ve taksi ?ofürümüz de çok mutlu oluyordu. Bu tav?rlar kar??s?nda çok ?a??rm??t?m. Taksi ?oförü ile bazen bu hareketinden dolay? tart???yor ve yapt??? davran???n do?ru olmad???n? söylüyordum: “Buras? ?slam devrimi yapm?? bir ülke, bunlar do?ru de?il” diyordum. Ama taksi ?oförü ne?esini bozmuyor ve bana dönüp Azeri aksan?yla uzatarak “A?a sen molla misennn?” diyordu. Ben de “yooo de?ilemmm” diyordum. O da “O zaman niye kas?yon kendini a?a” diye cevap veriyordu. Taksiden bazen inip Meydan-? Azadi gibi baz? mekanlar? dola??yordum. Sokakta en çok dikkatimi çeken ?eylerden biri de çar?afl? kad?nlar?n saçlar?n?n yar? aç?k olu?uydu.

 Ak?am güne?i batmadan misafirhaneye geçmi?tim. Kald???m odadan hem mehtab? seyrediyor hem soka?a bak?yor ve Mürteza gelip beni al?ncaya dek saatlerce “?slam devleti nas?l bir ?eydi, abi?” diye dü?ünmeden edemiyordum.

Ak?am güne?i batt?ktan bir müddet sonra Mürteza gelip beni Misafirhaden ald? ve evlerine götürdü. Bütün ailesi beni kap?da kar??lad?. Annesi ve k?z karde?i de gelip beni kucaklad?. Bu benim için bir ilkti çünkü annem ve k?zkarde?im sonras? ilk kez yabanc? bir kad?n ve k?z? beni kucakl?yordu.  ?a?k?nl???m gitgide artarken salonda bir müddet oturduktan sonra yemek masas?na geçmi?tik. Çok güzel bir yemek masas? kurulmu?tu. Yemekler harika görünüyordu. ?ran yemeklerini de böylece ilk kez tatm?? oluyordum. Yemekte Mürteza’n?n babas? ile ünlü ?slam ?airi Muhammed ?kbal üzerine hasbihal ettik. Yemek sonras? Mürteza’n?n babas? ve ailesi o gece onlarda kalmam için yine ?srar ettiler. Hatta Pakistan’a gitmemem ve Tahran’da kalmam için teklifte bile bulundular. Ben ise y?llard?r hayalini kurdu?um ?kbal’in ve Mevdudi’nin Pakistan’?na gitmek istedi?imi söyleyip, nazik davetlerini ve tekliflerini reddedip misafirhaneme dönmeyi tercih etmi?tim.

Pakistan’?n S?n?r ?ehri Taftan’a Do?ru Sefer

Ertesi gün ö?lene do?ru misafirperver ailenin o?lu Mürteza gelip beni arabas?yla Tahran otogar?na b?rakt?. Oradan da Zahedan otobüslerine binip tekrar yollara dü?mü?tüm. Otobüs’te Zahedan’da ya?ayan Beluçi bir i? adam? ile tan??m?? ve Zahedan’a kadar yol boyunca kendisiyle konu?a konu?a vakit geçirmi?tik. Zahedan’a vard???m?zda Beluçi kökenli beyefendi de ?srarl? bir ?ekilde beni evine davet etti. Ancak yine Edip abimin bana çizdi?i rotadan ayr?lmak istemeyi?imden bu misafirperver insanlar?n teklifini reddetmek durumunda kalm??t?m.. Zahedan’da Hind alt k?tas?n?n büyük dini cemaatlerinden olan “Tebli? Cemaati”ne ait bir camide kald?m. Sabah erkenden kalk?p kahvalt?m?z? yapt?k. Me?er s?n?ra gidecek bir çok kimse burada kal?p sonra buradan Pick-uplarla s?n?ra gidiyormu?. Ö?lene do?ru bir pick-up geldi ve s?n?ra do?ru gidecek bir kaç ki?iyi de al?p yola ç?kt?.  

S?n?rda pasaportlar?m?z? gösterdikten sonra bu kez ?ran-Pakistan s?n?r?nda olan Pakistan’?n s?n?r ?ehri Taftan’a geçtik. Taftan’da ilk dikkatimi çeken ?eyler kerpiç evler, silahl? adamlar, erkeklerin giydi?i ?alvar kamis ve kad?nlar?n üzerindeki burkalar olmu?tu. Her taraf toz toprak içindeydi. Sokaktaki ba??r??lar, ça??r??lar adeta bu küçük ?ehir Taftan’? bir alayi? alan?na çevirmi?ti. Bir renk cümbü?ünü and?ran rengarenk otobüsler ve küçük Toyota kamyonetler hemen dikkati çekenlerin ba??nda geliyordu. Kendimi bir anda sanki zaman tünelinin içine girmi? ve 600 yüzy?l geriye gidip ba?ka bir co?rafyaya dü?mü? gibi hissediyordum. Bir yandan da beni bir korku sarmaya ba?lam??t?. Çünkü bana buras? hakk?nda h?rs?zl?klar?n ve insan kaç?rmalar?n en çok oldu?u bölge denilmi?ti.

Bir zaman sonra bir sokak sat?c?s?na tuvaletin yerini sordum. Bana kerpiç evlerin arkas?ndaki koca sahray? göstererek “i?te buras?” dedi. Daha önce anlamland?ramad???m sahrada, insanlar?n mesafeli oturu?unu o anda anlam??t?m. Buna hiç al???k de?ilim dedim. Bu kez bana tahtalarla çevrili bir yer gösterdi ve “Eskiden buras? tuvaletti fakat y?llard?r kimse kullanm?yor” dedi. ?stersen oray? bir dene dedi. Ko?arak kap?y? açt?m. Ancak içeri girmemle ç?kmam bir oldu. Çünkü uzun y?llard?r kullan?lmayan bu tuvaletin tahta tavan?na ar?lar kovan yapm?? ve kovan?n ba??ma dü?mesiyle ar?lar?n yüzüme yap??mas? bir anda oluvermi?ti. Bu izbe tuvaletten ç?kt???mda kafama yap??an ar? kovan?ndaki ar?lar? avuçlar?mla tutup f?rlat?yordum ama nafile.. Etraf?mdaki insanlar halimi görüp imdad?ma yeti?mi?lerdi. Yüzüm ?i?mesin diye koca buz kal?plar?n? getirip yüzüme tutuyorlard?. Hamdolsun bir müddet sonra kendime gelmi?tim ve yüzümde fazla ?i?lik olu?mas? ba?ar?l? bir ?ekilde engellenmi?ti.

Güne? batmaya ba?lad???nda insanlar Quetta ?ehrine gitmek için renkli otobüslere do?ru ak?n ak?n yürüyordu. Ben ise daha biletimi almam?? ve hangi otobüse binece?ime karar verememi?tim. O anda aniden fikrimi de?i?tirip, valizlerimi kapt???m gibi ?ran s?n?r?na do?ru ko?tum. ?çimi saran korkudan ve güvenli bir ortam olmay???n? sezi?imden dolay? dönmeye karar vermi?tim. Kap?daki güvenlikten bana izin vermesini ve ülkeme dönmek istedi?imi söyledim. Güvenlik bu iste?imi sert bir ?ekilde reddetti, “Hay?r! Kap?lar kapand?, gidemezsin” dedi. Ben de çaresizce para teklifinde bulundum. Teklifimi kabul etmedi: “?stersen burada sabahla, yar?n sabah dönersin” dedi. Karanl?k çökerken etraf daha korkutucu oluyordu. Edip abi, Taftan ve Quetta aras?ndaki s?n?r bölgesi için beni çok uyarm??t?. Burada çok dikkatl? olmal?yd?m. Çünkü burada o uzun sakkal? ?eyh ve hoca görünümlü Müslüman abiler ya insan kaç?r?yor ya da bütün paras?n? çal?yorlard?. Gayri ihtiyari ben de Edip abiye “Abi Müslüman müslüman? kaç?r?r m?? Paras?n? çalar m?? Müslüman Müslüman? öldürür mü” diye sormu?tum. Koca bir ah çekmi? “Ah be Turan’?m, anlatacak o kadar çok ?ey var ki, zamanla bunlar? kendi gözlerinle mü?ahede edeceksin. Çünkü Müslüman dünyan?n ne menem bir yer oldu?unu görmeye gidiyorsun” demi?ti.

Kulleteyn, Kulleteyn, Kulleteyn…

S?n?r kap?s?n?n ilerisinde yaln?z ba??ma valizlerimin üzerine oturmu? korku içinde a?l?yordum. Ard?ndan bir anda bir el belirdi omuzumda. Dönüp bakt???mda bir Japon ve Frans?z turisti kar??mda gördüm. Uzaktan beni izleyen bu turistler, benim halimi görmü? ve korkmamam için onlarla gidebilece?im teklifinde bulunmu?lard?. Onlar? görünce hem korkum geçmi? hem de a?lamakl???m geçmi?ti. Kendi kendime “Bu yabanc?lar bile korkmuyor bu co?rafyada sen nas?l Müslüman bir ülkedeki insanlardan korkars?n ki?!” deyi vermi?tim içimden. 

Sonra onlarla birlikte renk cümbü?ünü and?ran otobüslere bindik. Valizlerimizi otobüsün üstüne yüklemi?tik. Taftan’dan Pakistan’?n Belucistan eyaletinin ba?kenti Quetta’ya do?ru yola ç?kt?k. Otobüs hareket edince ?oför Hind müziklerini sonuna kadar açt?. Otobüste bir yanda yüksek sesle Hind müzi?i dinliyor öte yandan asfalt? olmayan çukur dolu, kumlu yolda z?playa z?playa gidiyorduk. Saatlerce süren bu yorucu yolculuk bende öyle etki yapm??t? ki, y?llar sonra bile hala Hind müzi?ini dinledi?imde kendimi Pakistan’?n renkli otobüslerinde z?playa z?playa gidiyor gibi hissediyorum.. Otobüse bindi?imizde her yer temizdi ancak birkaç saat sonra sigara kokusu ve yere at?lan çöplerden dolay? her yer çöplü?e dönü?mü?tü.

Gece yar?s?, ku? uçmaz kervan geçmez bir bölgede mola vermek için durmu?tuk. Çölün ortas?nda ufak bir kerpiç evin önünde mola veriyorduk. Buraya dinlenme tesisi demek için bin ?ahit laz?md?. Yabanc? arkada?lar korkular?ndan otobüsten inmemi?ti. Ben ise inip namaz?m? eda edece?im yer aramaktayd?m. Beluçi ve Afganl? oldu?u belli olan otobüsteki büyük kad?n-erkek kalabal?k kerpiç evin önündeki has?rlara oturdu. Tesisteki evin içinden halka ?eklinde oturan insanlar?n önünü birer tabak ve birçok tand?r ekme?i konuldu. Tabaktaki yemek mercimekti ama Pakistanl?lar onu “Dalçana” olarak adland?r?yordu. ?nsanlar önlerine konulan tand?r ekme?iyle önlerine konulan o ortak tabaktan beraber yemek yiyiyorlard?.

Ben de o kerpiç tesisin çal??anlar?na abdest almak için bir çe?me olup olmad???n? sordum. Bana bak?p güldüler sonra bir a?ac?n alt?n? gösterip bak orada “kulleteyn” var dediler. A?aca do?ru yakla?t???mda a?ac?n dallar?na as?l? misvaklar gördüm. ?nsanlar gelip önce ayn? misva?? a??zlar?na sürüyor sonra a?ac?n alt?ndaki küçük su göletinden abdest al?yorlard?. Kulleteyn ölçe?indeki göletteki sudan abdest alanlar a??zlar?na ald?klar? suyu tekrar gölete bo?alt?yorlard?. Hem ayn? misva?? kullanmalar? hem de ayn? küçük göletten bu tarz abdest almalar? midemi buland?rm??t?. Abdest alan insanlar? da ele?tirmi?tim. Biri bana dönüp mevzu yani uydurma ?u hadisi okudu “Müminin mümine art??? ?ifad?r”.

“Burada abdest alamam” dedim ve gidip ileride bir yerde kumda teyemmüm yapt?m. Sonra gelip cemaatle namaz k?lan gruba dahil oldum. Bir müddet sonra sol yan?mdaki iri yap?l? bir adam sa? dirse?iyle kar?n bo?lu?uma do?ru sert bir darbe vurdu. Namazda nefes alamaz haldeydim. Yava? yava? adamdan uzakla??p zor bela namaz?m? eda ettim. Namaz sonras? adam bana bak?p “Kulleteyn, kulleteyn, kulleteyn” diye ba??rd?. “La teyemmüm, la sala, la sala” diye m?r?ldan?yordu. Bana, su var iken toprakla abdest almam?n do?ru olmad???n? ve namaz?m?n geçerli olmad???n? söylüyordu güya.

O lahzada akl?ma Turan Dursun’un ?slam dünyas?n?n geri kalm??l???ndan ve pisliklerle dolu halinden bahseden “Kulleteyn” kitab? gelmi?ti. Turan Dursun’a hak vermeye ba?lam??t?m birçok konuda. Fakat tek bir konuda anla?am?yorduk yine de Turan Dursunla. Onun ?slam’?n tarihi ile Müslümanlar?n tarihini kar??t?rmas?yd?. Müslümanlar?n tarihi hatalarla dolu olabilir ama ?slam’?n tarihi onun aksiydi. Birçok entelektüelimizin yapt??? hatayd? bu. Zaten Turan Dursun’un ?slam’?n kaynaklar?na yapt??? ele?tirilere Türkiye’nin ünlü alimlerinden Süleyman Ate? hoca da çok iyi cevaplar vermi?ti. Ancak Turan Dursun’un Müslümanlara yönelik ele?tirileri çok hakl? ve yerindeydi.

Quetta’ya do?ru giden otobüse binerken bir yandan adam?n dirse?iyle vurdu?u kar?n bo?lu?umu tutarak nefes almaya çal???yor bir yandan da büyük bir ?eyh ya da hoca görünümlü uzun sakall? adama bak?p Müslüman dünyan?n halini dü?ünüp göz ya?lar? döküyordum. ?çimden de, “dü?ledi?im Müslüman bir ülke bu kadar cahil olamaz” diye hayk?rmak geliyordu ama hakikat ortadayd?, Müslümanlar dinlerinin ilk emri “Oku!” olmas?na ra?men bu emre uymuyor ve belki de bütün sahip olduklar? zenginliklere ra?men dünyan?n en cahil insanlar? olmay? kendi iradeleriyle diretiyorlard?.

Oysa bu topraklar büyük dü?ünürlerin ç?kt???, Muhammed ?kbal’lerin co?rafyas?yd?. Bense bu topraklarda bir kum tanesi olabilmek ve ilim tahsil edebilmek arzusuyla ç?kt???m yolun tam da s?n?r?ndayd?m..Bir an umutsuzlu?a kap?l?p, korku ve kayg? neticesinde ruhumu saran geri dönme fikri; kaybetmenin hatta hayallerimde kaybolman?n göstergesiydi. Yoksa gördüklerim göreceklerimin habercisi miydi? Buzda??n?n görünen k?sm? buysa derinliklerinde beni neler bekliyordu? Ya her?ey benim ilk anda gördü?ümün tersi idiyse? Akl?ma gelen tüm sorular ve vesveselere kar??l?k benim pay?ma dü?en; hedefime odaklan?p pes etmeden kararl? bir ?ekilde yoluma devam etmekti.

NOT: Hat?ralar?m?n yaz?lmas? için beni te?vik eden birçok dostuma müte?ekkirim... Birinci bölümünü yazm?? oldu?um hat?ralar?m? 10 bölüm halinde yay?mlamay? arzuluyor ve dü?ünüyorum...




Kaynak: itiklal.com

Bu haber 7010 defa okunmuÅŸtur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ORTADO?U Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÃœN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HAVA DURUMU
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VÄ°DEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMÄ°Z

Kom?unuz Suriyeli Olsayd? Nas?l Davran?rd?n?z?


NAMAZ VAKÄ°TLERÄ°
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI