Buhari, Müslim ve diğer eserlerde Sahih olarak geçer.

Onların namazı ve nafile ibadetleri öyle hoş ve takvalı gözükür ki, kendi kıldığınız namazı küçümseyeceksiniz.

Oruç tutarlar. Farz, Sünnet oruçların yanısıra bidat oruçlar bile tutarlar. Onları görünce kendi orucunuzu küçümseyeceksiniz.

Onların faziletli görünen amellerini, takva adı altında hurafe ve bidat yüklü amellerini görünce kendi yaptığınız az ameli küçümseyeceksiniz.

Kuran boğazlarından aşağı inmez. Sadece okurlar. Okumak için okurlar. Boğazlarından aşağı inmez. Boğazlarını doyurmak için okurlar. Kalplerine inmez. Ses ve talime önem verirler. Ama yaşamaya ve anlamaya önem vermezler.

İşte bunlar şuursuzca ibadet ettikleri için dinden çıkmada yayın ucundaki ok gibidirler.

Hazreti Ömer’e Irak bölgesinde bazı insanların Kuran ezberlediği haberi gelir. Hazreti Ömer onlara bütçeden maaş bağlanmasını emreder. Sonra Kur’an’ı ezberleyenlerin sayısının 700 üzerinde olduğu haberi gelir. Hazreti Ömer: Korkarım insanlar dini anlamadan Kuran’ı ezberlemek için acele edecekler, dedi. Sonra Irak valisine bu hafızlara bütçeden hiçbir şey verilmemesi talimatını verdi.

Hazreti Ömer Kuranın mesajını anlamadan Kuran ezberlemek isteyenlere fırsat vermek istemiyordu. Kuran sadece ezberlenmek için inmemişti. Ama bazıları öyle anlamıştı. Hazreti Ömer bugünkü durumu görseydi ne derdi acaba? Yüzbinlerce hafızımız var. Fatiha Sûresi, İhlas Sûresi gibi sûrelerin anlamını bilmeyen binlerce hafız…

Yine sesi, sedası güzel Kuran okuyucularına verilen bahşişler ve hediyeleri de görseydi hazreti Ömer ne derdi acaba?

Kuranı sanat ve musiki niyetiyle okuyan ama Kurandan nasibini almamış onca Kârinin ne kadar itibar topladığını görseydi hazreti Ömer ne derdi acaba?