Bugun...



Bir hayat hikayesinin ka??ttan tan?klar?

Salim Çono?lu, 'Hikaye ve Romanlar?nda Ahmet Mithat Efendi' adl? kitab?nda Ahmet Mithat Efendi'nin hayat? ile eserleri aras?nda bir ba? oldu?unu gözler önüne seriyor. Necdet Ömer Özer yazd?.

facebook-paylas
Tarih: 12-07-2020 15:26

Bir hayat hikayesinin ka??ttan tan?klar?

3 Kas?m 1839'da halka duyurulan Gülhane Hatt-? Hümâyunu ile Bat?l?la?ma hareketi h?zlanm??t?r. ?leriki y?llarda münevverler, toplumu ya Bat?l?la?ma ya da geleneksel kültürü muhafaza ederek devletin her alanda terakki edilmesi gerekti?i hususunda görü?lerini halka bir ?ekilde beyan ettiler. Ahmet Mithat Efendi, geleneksel kültürün muhafaza edilmesiyle terakkinin gerçekle?ebilece?ini hayat? boyunca savunmu?tur. ??te Salim Çono?luHikaye ve Romanlar?nda Ahmet Mithat Efendi adl? kitab?nda Ahmet Mithat Efendi'nin hayat? ile eserleri aras?nda bir ba? oldu?unu 194 sayfada gözler önüne seriyor.

Kitab?n ba??nda Bat?l?la?ma süreci ve Ahmet Mithat Efendi'nin yapt??? i?ler sonucunda kazand??? ünvanlar?n nedeni aç?klanmakta, 3 Kas?m 1839 tarihinden sonra Bat?l?la?ma süreci h?zlanan Devlet-i Aliyye'nin, Bat?'dan maddî ve manevî unsurlar almaya ba?lamas? anlat?lmaktad?r. Yazar, bu olay? bir ailedeki baban?n ba?ka yere gittikten sonra bu aileye üvey baba gelmesine benzetmi?tir. Öz baba aileyi terk etmeden evvel çocuklar?na geleneksel unsurlar? anlatarak onlar?n kült-i atiki koruyan bir direk oldu?unu söylerken, üvey baban?n ise gelene?i bozarak âdâb-? cedidi getirdi?ini söylemektedir. Fakat toplum ikiye ayr?lm??t?r.

Ahmet Mithat Efendi, toplumun gelene?ini korumak istemekle beraber maddî yenili?e de aç?kt?r. Bunu ?u sözlerle aç?klamaktad?r: “Biz Avrupa'y? ikiye taksim edece?iz. Birisine 'Avrupa-y? maddî' diyece?iz ki imrendi?imiz ?eylerin kâffesini o Avrupa'da bulup, harf be harf taklit edece?iz. ?? görmenin evvel be evvel muhtaç oldu?u tecaribi onlar etmi?ler ve tarik-i muvaffakiyeti katiyen tayin eylemi?lerdir. O yola gidece?iz. (...) Di?erine 'Avrupa-y? manevî' diyece?iz ki i?rendi?imiz ?eylerin de kâffesini o Avrupa'da bulaca??z. Ondan tamam?yla nefret ve tebaüt edece?iz.” (s.19). Bundan dolay? ona “Efendi Babam?z” demi?ler.

En tesirli kuvvet macunu sefalettir”

Kitab?n devam?nda Ahmet Mithat Efendi'nin hayat? ve hayat?n?n eserleriyle olan ba?? anlat?lmaktad?r. Ahmet Mithat Efendi'nin hayat?n? okurken e?itime verdi?i önem ve kitap okuma al??kanl??? beni çok etkiledi. E?itim ve kitap okuma al??kanl???n? tetikleyen ?ey, yapt??? yaramazl?klar ve ailesinin fakir olmas? nedeniyle 6-7 ya?lar?nda ç?rak olarak verildi?i aktar dükkân?nda ya?ad??? olaylard?r. Ya?ad??? olaylar ?öyle anlat?l?yor: “...Ahmet, bir dilim kuru ekmek yiyebilmek için sabah namaz?nda kalkarak Bo?azkesen'den M?s?r Çar??s?'na yayan olarak gider. Bir taraftan so?uk günlerde ç?plak ayak ve incecik elbiselerle yap?lan bu zorlu yürüyü?, bir taraftan da dükkân sahibinin merhametsiz tav?rlar? onu oldukça yormu?tur. Dükkân? süpürmek, dükkân sahibinin Tahtakale'deki evine günde birkaç sefer yapmak, öteberi götürmek, odun kesmek, ustan?n evine ve dükkâna çe?meden kova kova su ta??mak, ustan?n evinin ve dükkân?n helâlar?n? y?kamak her günkü i?leri aras?ndad?r. Bu kadar çal??mas?na ra?men günde birkaç defa dayak yemekten kurtulamaz. Ara s?ra dükkâna u?rayan ve 'Bizim haylazdan memnun musun?' diye soran babas?na ustan?n verdi?i, 'Adam olaca?a benzemiyor.' cevab?n?n gecesinde bir fas?l da babas?ndan dayak yer.” (s. 29).

Ahmet Mithat Efendi, ya?ad??? bu zor olaylarla ilgili: “En tesirli kuvvet macunu sefalettir. Ben, onu çeke çeke kuvvetlendim.” demi?tir. Ahmet Mithat Efendi, bir gün çar??da dola??rken sürekli bir ?eyler okuyan Hac? ?brahim A?a çok dikkatini çekmi?tir. Onunla tan???r ve dersler almaya ba?lar. Gördü?ü dersler aras?nda Frans?zca da vard?r. ?lerki zamanlarda çar??da parmakla gösterilen bir çocuk olmu?tur. Hac? ?brahim A?a ile e?itim talihi aç?lan Ahmet Mithat Efendi, a?abeyi Haf?z Ali A?a'n?n görevli oldu?u Vidin'de mahalle mektebine yazd?r?lm??t?r. ?stanbul'a dönmek gerekince 1861 y?l?nda Tophane'deki S?byan Mektebi'ne yazd?r?lm??t?r. Daha sonra Vidin'e a?abeyiyle birlikte geri dönüp e?itimine orada devam eder.

Sonraki y?llarda Ni? Valisi Mithat Pa?a'n?n Haf?z Ali A?a'y? Ni?'e ald?rmas? üzerine Ahmet Mithat Efendi e?itimine oradaki rü?tiyede devam etmi?tir. Orada Arapça ve Farsça d???nda astronomi, matematik, co?rafya ve Frans?zca gibi alanlarda da bilgi sahibi olmu?tur. Daha sonra Haf?z Ali A?a'n?n Rusçuk'a tayin olmas?yla birlikte Ahmet Mithat Efendi, 1864 y?l?nda Mithat Pa?a'n?n arzusuyla Vilayet Mektubî Kalemi'nde memuriyet hayat?na ba?lam??t?r. Memurlu?a devam ederken Bulgar siyasetçi Dragan Cankov'dan Frans?zca dersleri alm??t?r. Dragan Cankov'un dil d???nda o kadar derûnî bilgisi varm?? ki, o konu?tukça Ahmet Mithat Efendi, kendisinin çok câhil ve bir hiç oldu?una kanaat etmi?tir. Bu yüzden önüne gelen her kitab? ?evkle okumaya ba?lam??t?r. Daha sonra büyük a?abeyi ile kavga etmi? ve onu Mithat Pa?a'ya ?ikâyet edip i?ten att?rm??t?r. Sefih âleminden dolay? paras?z pulsuz kalan Ahmet Mithat Efendi, intihar etmeye giderken Vilayet mektupçusu Halil Bey bu olaya mâni olmu?tur. Ona noterden i? bulmu?tur. Noterde evraklar? toplay?p evine dönerken Muhacirîn Reisi ?akir Bey ile kar??la??r. ?akir Bey, Ahmet Mithat Efendi'nin tuttu?u ?eyin ne oldu?unu merak etmi?tir. Onun verdi?i cevap ho?una gitmeyince evine davet etmi?; Ahmet Mithat Efendi de onun davetine icabet etmi?tir. ?akir Bey ve misafirleri, o ak?am edebiyat ve sanat alan?nda sohbet gerçekle?tirmi?lerdir. Bu arada ?akir Bey, Ahmet Mithat Efendi'ye kalacak yer olarak kütüphaneyi göstermi?tir. Ahmet Mithat Efendi'ye s?n?rs?z kitap okumas?, telif etmesi ve eser çevirmesi izni verilmi?tir. Daha sonra çe?itli vesilelerle kar??la?aca?? ?ah?slarla ufku daha da aç?lm??t?r.

E?itime verdi?i önem sayesinde özgürlü?üne kavu?mu?

Ufku bir yanda aç?l?rken bir yandan da çe?itli gazetelerde yazarl?k yapm??t?r. Bir zaman fikirlerinden dolay? Jön Türk damgas? yedi?i için Rodos'ta hapse mahkûm edilmi?tir. Hapis hayat? devam ederken bir devlet adam?, Ahmet Mithat Efendi'den çocu?unun e?itilmesini ister. O da kabul eder. E?itim metodu kolay ö?retmeye yönelik oldu?u için zamanla ö?rencisi bir iken iki oluverir. Zamanla ?an? yay?l?r ve ö?renci say?s?n? artt?r?r. Bir süre sonra bir çat? alt?nda toplad??? çocuklar?n bulundu?u mekâna “Medrese-i Süleyman” diye ad koyar. Tam bu s?ralarda tahta geçen V. Murat, Medrese-i Süleyman'?n ?an?n? duyar ve ad? geçen medresenin kurucusu olan Ahmet Mithat Efendi'nin hapishaneden tahliye edilmesi hususunda emir verir. Bu sayede Ahmet Mithat Efendi e?itime verdi?i önem sayesinde özgürlü?üne kavu?ur.

E?itime önem verdi?i “Felatun Bey ve Râk?m Efendi” eserinde de görülmektedir. Çok zengin olan Merakî Efendi, o?lunu öylesine e?itime ba?lat?r; fakat çocuk e?itimini iyi alamaz. Onun için giyim ku?am daha önemlidir; fakat Râk?m Efendi böyle de?ildir. Râk?m Efendi'nin babas? ve annesi, o küçükken ölmü?tür. Râk?m Efendi'ye bakan halay?k, ona anne gibi olmu?tur. Halay?k çal??mas?na ra?men k?t kanaat geçiniyorlard?r. Bu gayret, ilerki zamanlarda Râk?m Efendi'ye pozitif etki olarak geri döner. Çok iyi e?itim al?r. E?itimini tamamlad?ktan sonra önemli biri olur. Felatun Bey gibi giyim ku?ama o kadar önem vermez. Râk?m Efendi'nin belli bir stili vard?r. Felâtun Bey, babas?ndan kalan miras? sevgilisi Polin ile birlikte har vurup harman savurur. Râk?m Efendi ise çevresine ve ailesine iyi bakar. Çevresinin ve ailesinin ihtiyaçlar?n? kar??lamay? zorunluluk olarak görür.

Hâs?l-? kelâm, Ahmet Mithat Efendi'nin hayat?yla kurmaca metinlerini yan yana getirdi?imiz zaman iç içe olduklar?n? farkedebiliriz. ?airin de dedi?i gibi “?airin hayat? ?iire dâhildir.”

 

Necdet Ömer Özer yazd?




Kaynak: Dünya bizim.com

Bu haber 1621 defa okunmuÅŸtur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

Ä°LGÄ°NÄ°ZÄ° ÇEKEBÄ°LECEK DÄ°ÄžER DÜ?ÜNCE Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÃœN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HAVA DURUMU
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VÄ°DEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMÄ°Z

Kom?unuz Suriyeli Olsayd? Nas?l Davran?rd?n?z?


NAMAZ VAKÄ°TLERÄ°
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI