Bugun...



Çinin Yeni İpek Yolu Projesi

Çin’in Yeni İpek Yolu projesi ilerledikçe birçok uzman, Çinlilerin emperyal amaçlar güttüğünü, küresel ticaret kisvesi altında açılan yolların asker taşımak için kullanılacağını söylüyor. Peki gerçekten Amerikan hegemonyası yerine Çin tahakkümü geldiğini söyleyebilir miyiz?

facebook-paylas
Güncelleme: 21-06-2020 23:18:31 Tarih: 21-06-2020 17:17

Çinin Yeni İpek Yolu Projesi

Çin’in Yeni İpek Yolu projesi ilerledikçe birçok uzman, Çinlilerin emperyal amaçlar güttüğünü, küresel ticaret kisvesi altında açılan yolların asker taşımak için kullanılacağını söylüyor.

Peki gerçekten Amerikan hegemonyası yerine Çin tahakkümü geldiğini söyleyebilir miyiz?

 Tayvan, Sudan, Yemen, Kuzey Kore ve Cibuti’deki gerginlikler eski gücünü korumakta zorlanan ABD ile onun tahtını devirmeye çalışan genç emperyal Çin’in mücadelesinden mi ibaret?  Paranoyak bir Çin düşmanlığı ile Polyanna’cı iyimserlik arasında bir denge noktası arayalım. Bunun için Çin’in askerî harcamalarına, geliştirdiği silahlara bakmak gerek. Ama yetmez. Pekin’in “ticaret için” dediği limanların askerî potansiyelini de değerlendirmek gerekir.

 Son 4 asırdaki emperyal güçlerin yani İspanyol, Portekiz, Hollandalı, İngiliz, Fransız ve Amerikalıların dünyayı nasıl kontrol ettiğine baktığımız zaman, okyanus ve deniz yolları bir sabit olarak karşımıza dikiliyor. Bkz. Savaş Meydanda Değil Masada Kazanılır  Gerek ticarî gerekse askerî amaçlı bütün projeler, okyanusların, kanal ve boğazların kontrol edilmesini gerektiriyor. Neden? Bunun birkaç sebebi var: Antik çağlardan beri bir yükün denizden taşınması daha ucuz ve kara yoluna kıyasla çoğu kez daha güvenli. 

Ticarette deniz yolunu kullananlar, kara yolunun aksine kimseye vergi ödemek zorunda değil. Savaşta denizden saldıranlar, daha kolay ani baskın yapabilir ve düşmanı hazırlıksız yakalayabilirler.

 Verimli topraklar genellikle deniz kıyılarında ve nehir yakınlarında olduğundan, siyasî, ticarî ve askerî güçlerin yoğunlaşması da buralarda gerçekleşiyor. Vikinglerden Kristof Kolomb’a, İstanbul’un fethinden bugün devam eden Kıbrıs doğal gaz krizine kadar sabitlerden biri bu. 

Dahası, insanlığın yaklaşık %65’i sahillerde, boğaz, kanal, delta ve liman imkânı olan nehir kıyılarında yaşıyor. Deniz ulaşımının rüzgâra bağımlı olduğu asırlardan kömüre ve nihayet petrole geçtik. Bugün nükleer elektrikle işleyen askerî ve ticarî gemiler de var. Ama… 

Ama deniz yolları stratejik önemlerini korumaya devam ediyor. Neden? Bir kere kömür, petrol ya da uranyumu sahile ulaştırmak önemli. Düşmanlarınızın ve ticarî rakiplerinizin liman ve boğazları kullanmasını engellemek de hayatî önem arz ediyor. 

Haliyle Washington’un bugünkü dünya hâkimiyeti ile Pekin’in hedeflediği ticarî açılım arasında kesişme noktaları var ve bunların ekseriyeti denizde. Zaten bu gerginlikleri Tayvan, Cibuti, Sudan, Nikaragua, Yemen ve Kore gibi kriz noktalarında çok iyi görebiliyoruz. 

ABD’nin 177 ülkede yaklaşık 200.000 askeri var (2018 rakamlarıyla). Bu askerlerin % 10’u 800 askerî üsse dağılmış ve bu üslerin büyük çoğunluğu deniz kıyısında, adalarda, Panama ve Süveyş gibi kanallarda, Basra körfezi gibi enerji limanlarında. 

Yeni ipek yolunun deniz kolları Güney Çin Denizi’nden, Hint Okyanusu’nda yayılır, Süveyş’ten Akdeniz’e girer, Kuzey Atlantik’e yükselmek için Cebelitarık’tan geçer, Murmansk’tan Bering Boğazı’na ve Kamçatka’ya uzanır. 

Bir başka tabirle, Çin, Avrasya’nın etrafında serbestçe ticaret yapan bir limanlar zinciri kurmak ve bu limanları iç bölgelere demiryolları ile bağlamak istiyor. Bu, Avrupalı ve ABD’li emperyallerin 200 yıldır ölümüne savundukları Rimland doktrininin sonu demek. Yani? 

Yani Pekin hiçbir askerî yatırım yapmadan, sadece ticarî ayaklarıyla yeni ipek yolunu inşaa edebilmiş olsa, Batı’nın (devlet ve şirketlerin) dünya üzerindeki tahakkümü biter… Yahut Çinlilerin tahakkümü başlar. 

Zaten dikkat ederseniz, Pekin’in sivil hamleleri bile, Pentagon’un tedbirlerine tosluyor. Meselâ Pakistan’dan denize ulaşmaya çalışan Pekin bu ülkeye petrol boru hatları, tren yolları döşedikçe Pentagon, daeş teröristlerini cepheye sürüyor. Fikir Kırıntıları - 8 14 

Çin – ABD mücadelesinin sadece coğrafî zeminde olduğunu söylemek yanlış olur. Küresel finans da bu savaşın cephelerinden biri. https://twitter.com/DDGrubu/status/1105908355095244801 

Pekin, Arakan’dan doğal gaz almaya çalışırken, Myanmar soykırım başlatıyor. Nikaragua’da Panama kanalına alternatif yol açılırken, CIA bölgeye çapulcuları göderiyor. Venezuela Pekin’e petrol verirken ABD Maduro’yu devirmek için devreye giriyor.  Kısacası, Pekin’in tek ve gerçek amacı SADECE ve SADECE ticaret olsa bile, ABD’nin askerî saldırılarına karşı ipek yolunu korumak zorunda. Sadece askerî üsler değil, istihbarat, algı operasyonları, uzun vadeli eğitim ve kültür programlarıyla Asya ve Afrika’da ABD ile rekabete girecek, mecbur. 

Çin, büyük yüzölçümüne rağmen denize erişmekte zorluk çeken bir ülke. Evet, Pasifik okyanusunda kıyıları var ama uluslararası sulara açılmak için komşularının ve ABD donanmasının kontrolündeki bölgelerden geçiyor. Pekin’in ABD şantajı olmadan petrol alabildiği yollar çok az…  İpek yolunu kim koruyacak ve kontrol edecek bir bakalım: Güney Çin Denizi’nde, Paracel ve Spratley adalarında, Çin ve Vietnam arasında gerginlik var. Okyanusa erişme konusunda Japonya, Endonezya, Malezya, Tayland, Avustralya ile Pekin arasında önemli ihtilaflar var.  Bu ülkeler, Pekin’e kafa tutamayacakları için ABD’ye yaklaşıyorlar. ABD ise gerginlikleri çözmek yerine yangına benzin döküyor zira herkesin ABD’ye muhtaç olduğu düşük yoğunluklu bir çatışma ortamı, kalıcı bir barışa kıyasla çok daha kârlı. 

ABD, Pasifik savaşına hazır: Sığ sularda savaşmak için yeni bir savaş gemisi türü icad etti. Balistik füze fırlatmaktan özel kuvvetlerin kullanıldığı komando harekâtlarına kadar çok amaçlı… Fiyatı 2 milyar $ LCS (Littoral Combat Ship: Sığ sular savaş gemisi) 

“İpek yolunu kim koruyacak ve kontrol edecek?” demiştik. Gelelim Hint okyanusuna: Pakistan’ın Baluçistan bölgesindeki Gwadar limanı Batılı güçler ve Hindistan için endişe kaynağı. Neden?  2013’te Pekin, Pakistan ile özel bir anlaşma imzaladı: Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC). Yatırımlar 65 milyar $. Doğu Türkistan’daki Kaşgar’dan başlayan koridor, Keşmir’den geçip İslamabad üzerinden Pakistan kıyılarına iniyor. Sonra?  Güneyde, proje iki limana bağlanıyor: Doğudaki Karaçi ama özellikle batıdaki Gwadar, zira oldukça stratejik bir yer; Basra körfezinden doğuya giden enerji yollarının kontrol noktası.  Petrol denince elbette Sudan’ı hatırlamak gerekir. Sudan neden ikiye bölündü? Güneyde petrol, kuzeyde ise denize erişim kaldı; Pekin’in bölgedeki yatırım ve üretimi ağır darbe yedi.  Çin’in petrol tedarik yollarını kesmek, ABD dış politikasının temel unsurlarından biridir.  Kuzey Sudan Hint okyanusuna değil Kızıldeniz’e açıldığı için, Yemen’i karıştırmak da Pekin’in petrol tedarik yollarını tıkadı. 

İpek yolunun güvenliği ile ilgili bir diğer gerginlik noktası, Çin ve Fransa’nın menfaatlerinin çatıştığı Mozambik – Madagaskar kanalı ve Tromelin ile les Eparses adacıkları.  Kanaatimizce bunlardan çok daha önemli olan bir yer Cibuti ve Kızıldeniz’e erişim. Haziran 2017’de Başkan Xi Jinping, Doğu Afrika’nın stratejik merkezi haline gelen Cibuti’de 10.000 askerin görev yapacağı üssün resmî açılışını yaptı ki burası Çin’in toprakları dışındaki ilk askeri üs.  Kızıldeniz denince elbette Suakin adasını ve Katar-Türkiye ikilisini Suudi Arabistan’la karşı karşıya getiren gerginlikleri hatırlamak gerek. Suriye’nin Tartus limanı, Pekin açısından önemli bir kontrol noktası ve şu an için Rusların denetiminde. 

Akdeniz’e gelince… Pekin, sivil limanlarda, başta Yunanistan’daki Pire ve Cezayir’deki Cherchell olmak üzere, İtalya ve Portekiz’e el atıyor. Devasa liman ve demiryollarının işlemesi için gerekli enerjiyi de projeye dahil eden Çin, liman yakınlarına enerji santralleri de kuruyor.  Avrupa limanları, Pekin’in en önemli hedefleri arasında. 2016’da Çin’in hissedar olduğu yahut tamamen satın aldığı Avrupa limanlarının sayısı 16 idi. 

En dikkat çekici ilerleme, Nisan 2016’da Yunanistan’ın Pire limanı oldu. Troika (IMF, ECB, Avrupa Komisyonu) baskısı altında, Yunan hükümeti Atina’ya komşu olan limanının tamamını özelleştirdi. Alıcı, limanın% 49’una sahip olan bir Çinli gruptu: COSCO. Fikir Kırıntıları - 8 15 

Pire limanından sonra, Pekin 12 limanı daha ele geçirdi. Bugün, Avrupa’nın liman kapasitesinin %10 oranında Çin’in kontrolüne geçtiği söylenebilir. Çin, 2008 krizinden dolayı borca batan Avrupalıları rekabete soktu ve birçok limanı ucuza kapattı.  İtalya’daki Vado Ligure, İspanya’daki Valencia, Belçika’daki Zeebrugge Fransa’daki Dunkerque ve Marsilya… Daha garibi, söz konusu limanlarda Çin’deki çalışma şartlarının işçilere dayatılması ve Avrupalıların buna göz yumması. Bu durum, fiiliyatta bir egemenlik transferidir.  Fransız deniz kuvvetleri komutanı Christophe Prazuck’un dediği gibi, Çin son 4 yılda 80 savaş gemisini suya indirdi yani Fransız deniz kuvvetlerinin tamamı kadar! Bu bir silahlanma yarışıdır. İster ABD’ye cevaben olsun isterse gizli bir planın parçası, ipek yolu artık sivil değildir.  1990’lardan bu yana sürekli artan Çin savunma bütçesi, %194 artışla 84,9 milyar $ oldu. Pekin Washington’un arkasından dünyanın ikincisi. Tabi ABD savunma bütçesi 750 milyar $ iken Çin hâlâ çok gerilerde.  İpek yolu projesini Asya/ Avrasya ile sınırlı zannetmek hata olur. Proje küreseldir; Venezuela ve Nikaragua’ya kadar uzanan ticarî ve askeri tesirleri haizdir. 

ABD, ipek yolunun geçtiği her ülkede darbe, iç savaş, savaş veya terör tetikliyor.  ABD’nin Pekin’e yaptığı petrol şantajını takip edin.  Savaşların sadece ekonomik ve askerî değil kültürel zemine de yayıldığını unutmayın.  Kültürel cephe, askerî cepheden önemlidir çünkü zihinler işgal altındayken topraklarınızı savunamazsınız.  Bu silsileyi Çin hava kuvvetlerinden iki albayın, Wang Xiangsui, Qiao Liang’ın yazdığı “Sınırlandırılmamış Savaş” isimli kitaptan aldığımız şu sözlerle bitirelim. “… Sınırlandırılmamış savaş için savaş alanı ve savaş dışı alan arasında ayrım mevcut değildir. Kara, deniz, hava ve uzay doğal savaş alanları olduğu gibi; askerî, siyasî, iktisadî, kültürel ve psikolojik alanların sosyal alanları da savaş alanlarıdır. Bu iki büyük mekânı birbirine bağlayan teknik alan, muhalif güçler arasındaki çatışmanın en sert olduğu savaş alanıdır. Savaş askerî, paramiliter veya askeri olmayan olabilir; şiddet kullanabilir veya şiddet içermeyebilir; profesyonel askerler arasında bir çatışmanın yanı sıra, esas olarak sivillerden veya uzmanlardan oluşan güçler arasında bir çatışma olabilir. Bu özellikler, sınırlandırılmamış savaş ve geleneksel savaş arasındaki ayrım çizgisini işaret eder ve yeni savaş biçimleri için başlangıç çizgisini çizer …” 




Kaynak: Derin Düşünce.org

Bu haber 671 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER DÜŞÜNCE Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Komşunuz Suriyeli Olsaydı Nasıl Davranırdınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI