Tweet |
Bir milletin istikbâli olan gençliğin iyi yetişnesi, anne baba olarakak hepimizin asli vazifesidir. Bu konuda geç kalınmamasını, küçük yaşlardan itibaren bizlerin çocuklarımızı ciddiye alması dini bir vecibedir. Günümüz anne-babalarının şefkat adına bazen zulüm işlediklerine şahit olmaktayız. “Bir babanın evlâdını cehennem ateşinden koruması, dünya ateşinden korumasından daha mühimdir. Cehennem ateşinden korumak ise evlatlarımıza, imânı, yani Allah Teâlâ’nın ve Rasûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin sevgisini telkin etmekle, farzları, haramları öğretmekle, ibâdetin zevkini aşılamak ve ibâdete alıştırmakla ve dinsiz ahlâksız arkadaşlardan korumakla olur. Evlâdına, Allahü Teâlâ’yı ve Peygamber -sallallahu aleyhi ve selem- Efendimizi öğretmeyen, sevdirmeyen ana ve babalar, onun hem dünya hem de âhiret kâtili sayılırlar. Evlâdına dinini öğretmeyen ana-babalar, dünyanın en merhametsiz insanlarıdır. Çocuk üşümesin, uykusuz kalmasın diye onu namaza kaldırmamak, cinâyetlerin en büyüğü sayılır. Bu iyilik değil; ona karşı en büyük kötülükdür. Bundan daha büyük bir budalalık tahayyül edilemez. Ana-baba merhametli iseler, evlatlarını seviyorlarsa, evvelâ dinlerini öğretirler, sonra da dünya ile alâkalı ilimleri. Dinlerini öğretmeyi ihmal edip, dünyada yalnız para kazanılacak bilgileri öğretirlerse, merhametsizlerin en merhametsizi oldukları meydana çıkar.