Bugun...



Faiz, zulmün ve sömürünün lokomotifidir

Hacim olarak küçük ama içeriği açısından oldukça faydalı olan “Faiz Ayetinin Tefsiri” kitabı Seyyid Kutub’un faiz hakkında bilinmesi gereken her şeyi açıkladığı bir kitap. Adı üzerinde aynı zamanda bir tefsir kitabı…

facebook-paylas
Tarih: 24-06-2020 12:40

Faiz, zulmün ve sömürünün lokomotifidir

İşin uzmanı olmayan benim gibilerin böyle teknik konularda ahkâm kesmesi hiç doğru değil. Yani benim burada Seyyid Kutub’un yazdıkları üzerine söz söylemem imkansız. Bu nedenle Faiz Ayetinin Tefsiri kitabının şekil ve içerik olarak incelemesi tanıtım esaslarını aşmadan yapılacaktır.

 

Yıllarını ilme vermiş ve Allah yolunda can vermiş bir karakter olarak Seyyid Kutub, bizleri kendi ışığından faydalanmaya davet ediyor. Onun hakikati arayan ve bulduğunda hiç bırakmadığı ve sımsıkı sarıldığı ip bizlerin de kurtuluş ümidi olarak oracıkta öylece duruyor. Seyyid Kutub, tamamen Kur’an’a ve hadislere dayanarak birtakım yorumlarda bulunmakta ve Allah’ın sevmediği bir şeyi hoş görmemektedir. Zaten İslâm’ın esası da bu değil midir?

 

Tam bir teslimiyet içerisinde dışarıdan ne kadar hoş ya da cazip görünürse görünsün yasaklanmış şeyleri terk etmek ve hatta o şeyi hiç yapmamak, ona hoşgörü ile bakmamak ve onu yaşamımızdan uzak tutmak… Dünya hayatı bizlere pek çok şeyi unutturuyor ya da önümüze türlü türlü bahaneler koyuyor. Seyyid Kutub’un faizle ilgili ifadelerinde de bu bahaneler konu ediliyor. Yazar bahanelere şiddetle karşı çıkıyor. Eğer Allah yasaklamışsa o eylemi yapmayacaksın diyor. Hiçbir bahaneyi, hiçbir zorunluluğu kabul etmiyor. Seyyid Kutub, bu meseleyi sık sık ifade ediyor ve faiz sistemini daima canlı tutan ve bundan faydalanan bir baron yapılanmasından bahsediyor. Bu baron yapılanmasının dergi, kitap, üniversite, radyo, sinema ve televizyon gibi reklama ve propaganda araçlarına da sahip olduğunu ve bu araçlarla insanları etkileme gücüne sahip olduğunu söylüyor. Onların yaydıkları propagandada faiz siteminin bereketli ve güzel bir sistem olduğu ve daha da önemlisi kaçınılmaz olduğu ifade edilmektedir. Bu sistem o kadar iyidir ki Batı toplumlarının medeniyette en önde oluşu bundandır denmektedir. Onlara göre faizi kaldırmak isteyenler hayalci gruptan başkası değildir, çünkü faiz hem güzel bir sistemdir hem de ne yaparsanız yapın kullanmak zorunda kalacağınız bir sistemdir. Yeryüzünde kendilerine karşı ortaya çıkabilecek hareketlere karşı da az evvel bahsettiğimiz propaganda araçlarını kullanmaktalar ve görülüyor ki başarılı da olmaktalar. İşte onların bu propaganda araçları vasıtasıyla yaydıkları dünya görüşü ve gelecek fikri zekâttan, sadakadan bihaber bir kesim ortaya çıkarmıştır. Amaç zaten paylaşmayı bilmeyen ya da çevresinde bulunan insanların ne durumda olduklarını görmeyen kör ve bencil bir insan ve toplum tipi oluşturmak ki bunda da başarılı oldular.

Seyyid Kutub’a göre Allah’ın kati emirlerine karşı hatadan dönmek her zaman için mümkün. Allah’ın bağışlayıcı sıfatı burada ortaya çıkıyor. Peygamber Efendimiz Tirmizi’den naklen şöyle buyurmaktadır: “Bir kişi günde yetmiş defa aynı günahı işlese bile tövbe ettiği müddetçe hatasında ısrarcı sayılmaz.” İslâm, bu tavrıyla insana umut veriyor. Evet, insan günahlarının kendisini boğduğu dipsiz bir kuyuda her gün günahlarına bir yenisini daha ekliyor da olabilir. Ama Allah’a dönmeyi, ona kulluk yapmayı hatırladığı andan itibaren açık olan tövbe kapısından içeri girmiş demektir. Allah, hiçbir zaman kullarının yüzüne tövbe kapısını kapatmıyor ve onları çölde yolunu bulamaz bir halde bırakmıyor. İslâm insanı tövbe etmeye sevk ediyor, ona doğru yolu gösteriyor. İslâm, insanın beşer olduğunu, hatalar yapabileceğini ama aklı sayesinde hatalarından dönebileceğini ümit ediyor ve bekliyor.

Faiz sadece ahlaki ve fıkhi bir sorun değildir

 

Peygamber Efendimiz, Veda Hutbesi’nde faizi ve faizciliği cahiliye âdeti olarak tanımlıyor. Kitap genel olarak bir uyarı kitabı. İnsanları doğru yola sevk etmede Kur’an ve hadisler çerçevesinde hareket ediyor yazar. Aralarda Seyyid Kutub’un yorumları varsa da bunlar kişisel yorumların çok ötesinde ayet ve hadislerin izahı biçiminde okunmalıdır.

 

Faiz sisteminin karşısına sadaka sistemini koyuyor Seyyid Kutub. Faizde bulunan ne kadar kötü özellik varsa sadakada o kadar iyi özellik var. Yazar, Allah’ın toplumsal yapıya ve düzene hâkim olmasını istediği sistem olarak da sadaka sistemini gösteriyor. Çünkü sadakada merhamet ve yardımlaşma vardır. Şüphesiz bu iki özellik bir toplumda bulunabilecek en iyi iki özelliktir. Faizci bir sistemde ve dünya tasavvurunda Allah düşüncesi yer almaz. Bu sebeple İslâmi bir sistemde olmazsa olmaz olan ve toplumun temelini oluşturan ahlaki ilkelerden söz edilemez. Tamamen materyale dayalı, hırsın, ihtirasın ve hep daha fazla kazanmanın olduğu bir dünya İslâmi bakış açısına dar gelen bir dünya olacaktır. Çünkü İslâm, dünya fikrini ahiret fikriyle beraber ele alır ve uzun vadeli bir düşünüşle yol alır. Faizci sistem daha en başında insanın iradesi ile Allah’ın iradesi arasındaki bağlantıyı kesmeye yönelmiştir. Bu sistemde insan bu âlemin efendisidir ve Allah’a herhangi bir sözleşmeyle de bağlı değildir. Bu nedenle de Allah’ın emirlerine uyma gibi bir yükümlülüğü de yoktur.

 

Faiz sisteminin neden kötü olduğu maddeler halinde sıralanmıştır. Bu maddelerde temel olarak faizin ahlaki bir sorun teşkil ettiği belirtiliyor. Yani haksız kazancın yanında başkalarını mağdur etme de var. İslâm, ne çaba sarf etmeden kazanılan paraya ne de başkalarını mağdur ederek ya da onların mağduriyetlerinden faydalanarak kazanılan paraya cevaz veriyor. Bu eserde de görüyoruz ki İslâm tam bir ahlak dini. Gerçekten de Allah İslâm’ı güzel ahlak üzerine inşa etmiş ve insanlığa göndermiş.

Son noktada Risale Yayınlarından çıkan Faiz Ayetinin Tefsiri kitabında faiz hakkında her şeyi bulmak mümkün. Özellikle faizin sadece bir ahlaki ve itikadi bir sorun olmadığı, bunların yanında bir devlet meselesi olduğu da belirtiliyor. Çünkü ekonomik altyapısını faize bağlamış ve faiz dışı bir ihtimali düşünemeyen vizyonsuz devletlerin ve toplumların asla mutlu olamayacakları, dış görünüm olarak refah içinde olsalar da hiçbir zaman gerçek mutluluğu yakalayamayacakları ısrarla söyleniyor.




Kaynak: Derin Düşünce.org

Bu haber 736 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ANALİZ Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Komşunuz Suriyeli Olsaydı Nasıl Davranırdınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI